Sebze ve meyveler tarım ilacından nasıl arındırılır?

Araştırmalar, sebze ve meyvelerdeki pestisitlerin (tarım ilaçları) diyabetten astıma, kanserden kısırlığa, adet düzensizliğinden demansa kadar birçok sağlık sorununa neden olduğunu gösteriyor.

Peki bu tehlikeyi nasıl azaltabiliriz? Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, işte bu noktada bilinmesi gerekenleri ve alınması gereken önlemleri şöyle açıkladı:

Derya Uludüz

En çok pestisit içerenler

Çilek: İnce ve gözenekli yapısı nedeniyle pestisitleri içine çeker ve basit bir yıkama ile bu kimyasallardan tamamen arındırılamaz. Yapılan araştırmalara göre, çileklerin üzerinde 40’tan fazla farklı pestisit türü tespit edilmiştir.

Mevsim dışı üretilen çileklerde daha fazla koruyucu madde ve pestisit kullanıldığı için bu durum kimyasal maruziyetimizi daha da artırır.

Elma: Tarımsal süreçte haşerelerden korunmak için defalarca ilaçlanır. Ardından, market raflarında daha uzun süre dayanması için yüzeyleri mum ve koruyucu kimyasallarla kaplanır. Mum kaplama, aynı zamanda yüzeydeki tarım ilaçlarının sabit kalmasına da neden olabilir.

Ispanak: Tarım ilaçları ıspanağın içine işler. Eğer tarım alanında kullanılan su kirli veya kurşun, arsenik, kadmiyum gibi ağır metallerle yüklüyse, ıspanak da bu zararlı maddeleri içinde biriktirir.

Biber: İnce kabukları nedeniyle pestisitleri çok hızlı emerler ve basit bir yıkama ile bu kimyasallardan arınmaları neredeyse imkansızdır. Özellikle ticari olarak büyük ölçekte üretilen biberler, raf ömrünü uzatmak için ekstra koruyucu maddelerle işlenebilir.

Narenciye ürünleri: Mandalina, portakal ve limon gibi narenciye ürünlerin kabuklarının üzeri de mum ve koruyucu kimyasallarla kaplanır.

Bu kaplama, pestisitlerin yüzeyde kalmasına neden olabilir. Eğer portakal ya da mandalinanın kabuğunu rendeleyerek tatlılarınıza veya içeceklerinize eklerseniz vücudunuza pestisit yüklersiniz.

Havuç: Yetiştiği ortam itibarıyla sadece pestisitleri değil, aynı zamanda toprakta bulunan tarım ilaçları ve ağır metalleri de içine çekebilir. Kök sebzeler, doğrudan toprağın içinde büyüdükleri için çevrelerindeki kimyasal bileşiklere uzun süre maruz kalırlar.

Tarımda kullanılan böcek ilaçları, mantar önleyiciler, diğer pestisitler ve ağır metaller toprağa karıştığında, havuç bu kimyasalları bünyesine alabilir.

Daha az pestisit içerenler

Pestisitlerden tamamen kaçınmak zor olabilir, ancak bazı sebze ve meyveler daha az kimyasal biriktirir. İşte onlar:

Avokado: Sert ve kalın kabuğuyla dış etkenlere karşı mükemmel bir bariyer oluşturur. Avokado ağaçları, diğer meyve ağaçlarına kıyasla böcekler ve hastalıklara karşı daha dirençlidir. Bu açıdan avokado yetiştirirken diğer meyvelere oranla çok daha az tarım ilacı kullanılır.

Ananas: Tarım sürecinde kullanılan böcek ilaçları ve kimyasallar genellikle ananasın dış yüzeyinde kalır, çünkü meyvenin sert dış kabuğu bu maddelerin iç kısmına ulaşmasını engeller. Bu yüzden, ananas tüketirken kabuğunu soyduğunuzda tarım ilacı kalıntılarını da büyük ölçüde uzaklaştırmış olursunuz.

Mısır: Doğal kabuk yapısı, kimyasal kalıntıların mısır tanelerine ulaşmasını zorlaştırarak güvenli tüketim sağlar. Dış kabuğu, pestisitlerin mısır tanelerine geçmesini engeller.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısırların yaygınlığıdır. GDO’lu mısırlar, genellikle böceklere ve hastalıklara dirençli hale getirildiği için kimyasal ilaçlara daha fazla maruz kalabilir. Bu yüzden, GDO’suz ve organik sertifikalı mısırları tercih etmek en sağlıklı seçenek olacaktır.

Kuruyemişler: Kabukları sayesinde pestisitlere karşı doğal bir koruma bariyeri oluşturan en güvenli gıdalar arasındadır. Badem, ceviz, fındık gibi sert kabuklu kuru yemişler, kimyasalların iç kısma ulaşmasını büyük ölçüde engeller.

Nasıl arındırabiliriz?

Hersebze ve meyve farklı bir yüzey yapısına sahiptir ve bunları doğru temizlik yöntemleriyle yıkamak, kimyasal kalıntıları ve mikropları büyük oranda gidermeye yardımcı olur.

1-Karbonatlı su: Pestisitleri temizlemek için en etkili doğal malzemelerden biridir. Yapılan araştırmalara göre karbonatlı su, tarım ilaçlarının yüzde 90’ını temizleyebilir ve özellikle ince kabuklu meyve ve sebzelerde çok başarılıdır.

1 litre suya 1 yemek kaşığı karbonat ekleyin. Sebze ve meyveleri bu karışımın içinde 10 dakika bekletin. Ardından bol suyla iyice durulayın. Karbonatlı su, pestisitlerin büyük bir kısmını çözerek yüzeyden uzaklaştırır.

Yeşillikler gibi yapraklı sebzeler için karbonatlı su yöntemi pek önerilmez, çünkü karbonat çözeltisi yaprakların hassas dengesini bozabilir.

2. Sirkeli ve limonlu su: Mum kaplamaları çözüp yüzeydeki kimyasalları arındırmaya yardımcı olur. Sirke ve limon karışımı, çok hassas sebzelerde veya aşırı olgun meyvelerde kullanılmamalıdır, çünkü asidik yapı sebzelerin dokusunu bozabilir. Ayrıca bu karışım, pestisitleri tamamen yok etmekte karbonat kadar güçlü değildir.

1 litre suya yarım çay bardağı elma sirkesi ve 1 yemek kaşığı taze limon suyu ekleyerek karıştırın. Sebze ve meyveleri bu karışımın içinde 10 dakika bekletin. Ardından bol suyla durulayın.

3. Tuzlu su: Hem pestisitleri hem de zararlı böcekleri uzaklaştırarak güvenli bir tüketim sağlar. 1 litre suya 2 yemek kaşığı tuz ekleyin. Yeşillikleri ve sebzeleri bu suyun içinde 10 dakika bekletin. Ardından bol suyla durulayarak fazla tuz kalıntılarından arındırın.

Yanlış yöntemler

Bazı yanlış yıkama teknikleri, sağlığımıza zarar verebilir ya da sebze-meyvelerin besin değerini azaltabilir. Bu nedenle sebze ve meyveleri sabunla, deterjanla yıkamak sakıncalıdır.

Sebze ve meyveleri sadece suyla yıkamak da onları pestisitlerden arındırmaz. Çünkü çoğu, yağ bazlı veya suya dayanıklı formüllerle üretilir. Bu da onların yağmur suyunda veya sulama sırasında kolayca çözünmesini önler.

Sebze ve meyveleri uzun süre suda bekletmek de doğru değildir. Sebzeler, özellikle yapraklı olanlar (marul, ıspanak, maydanoz gibi), yumuşar ve doğal dokusunu kaybeder. Bazı meyve ve sebzeler de suyun içinde çok uzun süre kaldığında tatlarını kaybedebilir. Dolayısıyla sebze ve meyveleri en fazla 10 dakika suda bekletmek, pestisitlerin çözünmesi için yeterlidir.

Related Posts

Cam şişelerdeki tehlike açığa çıktı: İşte yıllardır bilmediğimiz gizli gerçek

Fransa Gıda Güvenliği Ajansı’nın yayımladığı yeni araştırmaya göre, cam şişelerdeki içecekler, plastik şişelere kıyasla 5 ila 50 kat daha fazla mikroplastik içeriyor. Araştırma, bu mikroplastiklerin kaynağının cam şişe değil, metal kapaklardaki boyalar olduğuna dikkat çekiyor.

Sperm neden hâlâ bu kadar gizemli?

Sperm neden hâlâ bu kadar gizemli?

Ciltteki değişimleri hafife almayın: Erken teşhis hayat kurtarıyor

Cildiye Uzmanı Dr. Hüseyin Başar, cilt sağlığının yalnızca estetik değil, ciddi hastalıkların erken teşhisi açısından da hayati önem taşıdığını vurguladı.

Uzmanlardan bayram uyarısı: Etin yanında sebze tüketin

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nazlı Nur Aslan Çin, bayramda kesilen kurban etinin bir süre bekletildikten sonra yanında sebze ağırlıklı besinlerle tüketilmesini tavsiye etti. Çin, “Kestiğimiz kurban etini, 12-24 saat aralığında buzdolabında dinlendirmemiz gerekiyor. Kurban eti ile kavurma yapacaksak; doymuş yağ eklemeden, etin kendi yağı ile kısık ateşte ve az miktarda tuz ile pişirmemiz yeterli olacaktır” dedi.

Öksürük sesinden üretti: Ne işe yaradığı gündem oldu

Hitit Üniversitesi’nde farklı alanlardan uzmanların işbirliğiyle geliştirilen yazılım, KOAH, astım, bronşit, üst solunum yolu hastalıkları, zatürre, reflü gibi hastalıklar ile sağlıklı öksürüğü yüzde 91 başarı oranıyla tespit edebiliyor. Hitit Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Emre Demir, “Projenin üçüncü aşamasında, cep telefonuyla kaydedilecek öksürük sesiyle kişinin kendisine doğrudan solunum yolu tanısı koyacağı bir mobil uygulama geliştirmek istiyoruz” dedi.

Her gün dondurma yersek ne olur? Bilim cevabını verdi!

Dondurma, sıcak yaz günlerinin vazgeçilmez tatlılarından biri. Ancak her gün tüketildiğinde vücuda nasıl etkileri oluyor? Bilim insanları, düzenli dondurma tüketiminin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olabileceğini belirtiyor.