Türkiye olarak seçim sathı mailinin sonuna doğru hızla ilerliyoruz. 14 Mayıs 2023 her yönü ile tarihi bir seçim olacak. Aslına bakarsanız dost, düşman neredeyse, bölgesel ve küresel bazda herkesin gözü bu seçimlerde. Hatta, Türkiye’deki siyaseti geçmişi ile birlikte çok yakından takip ediyorlar dersem abartmıyorum. Dünyanın çeşitli ülkelerinden akademisyen, hukukçu ve kanaat önderlerinin görüşlerini bir araya getirip, neler düşündüklerini yorumsuz olarak siz değerli Yeni Şafak okurlarına yansıtmak istedik. Ortaya aşağıdaki gibi bir tablo çıktı.

Lütfü Ballek.
Balkanlar’da çok sayıda Osmanlı eseri var. 300-500 yıllık eserler… Camiler, köprüler, kütüphaneler, medreseler… Balkanlar’da Osmanlı’dan kalan ne kadar eser varsa, tamamen harabeye dönüşmüştü. AK Parti döneminde Türkiye güçlendi, Allah razı olsun, şefkat ellerini uzattı, bu eserlerin ömürlerine ömür kattı. Türkiye’deki seçimlerin dışarıda nasıl algılandığına gelecek olursak. Türkiye’ye yabancı gözüyle bakmak, Türkiye’ye gıpta ile bakmak, her Türkiye vatandaşını kıskanmak demek. Çünkü Türkiye dünkü Türkiye değil. Bugünkü Türkiye bizim gözümüzde özlenen Türkiye’dir. Uzaktan duamız, nidamız “Allah Türkiye’yi muhafaza etsin, Allah Türk vatandaşına bu günleri aratmasın”dır.
Türkiye’deki altyapı hizmetlerini de hayranlıkla izliyoruz. Türkiye’ye düzenli, sistemli, arzulanan bir ülke olarak bakıyoruz. Şu da var ki orada yaşayanlar bu nimetlerin farkında değiller. Biz dışarıdan baktığımızda “Ah! Keşke orada yaşayabilseydik” diyoruz.
Burada halkın görüşlerini de aktarmak isterim: “Allah muhafaza, Erdoğan kaybederse tüm çalışmalar sekteye uğrar, Türkiye bize sırtını döner ve bizi unutur.” Bunu çok içtenlikle söylüyorum. Şu anda Türkiye’nin burada yürüttüğü çok güzel çalışmalar var. Millet bunların sekteye uğramasında endişe ediyor. Halk şöyle düşünüyor: “Türkiye önce oyuna dahil oldu. Sonra oyuncu olmaya başladı, oyun kurmaya başladı. Şimdi ise oyun bozuyor.”
Türk vatandaşları kanımca şunu anlamalı: Türkiye sadece Türkiye’ye gerekli değil, Türkiye tüm dünyadaki inanan insanlara gerekli olan bir vatandır. Ona ana vatan dersen az, anakucağı dersen az, babaocağı dersen az. Neden, biraz başımız ağrısa hepimiz Türkiye’ye geliyoruz?
Türkiye gerek resmi kurumları, gerekse STK’larıyla hiçbir çıkar gözetmeden her tarafa yardım elini uzatıyor. Seçimlerde bu iktidarın devam etmesini, Cumhurbaşkanı’nın devam etmesini istiyoruz.

Mehdi Gurra.
Türkiye seçimlere hüzünlü şekilde giriyor. 6 Şubat’ta “Asrın Felaketi” yaşandı. Allah, hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimler için Balkan, Arnavutluk Müslümanlarından ve özellikle de Türkiye mezunu olan bir kişi olarak belirtmek isterim ki: Bu seçim iktidar ve muhalefet partileri arasındaki bir seçim değil. İki ittifak arasında bir seçim de değil. Bu seçim istikrarın devamına mı yoksa kaosun başlangıcına mı oy verileceğinin seçimidir.
Türkiye’de 21 yıldır istikrar vardır. Türkiye mezunu biri olarak 1992’den 2003’e kadar neler yaşandığını iyi biliyorum. Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti seçmeninin ülkenin istikrarı, vatanın bütünlüğü için oylarını kullanmalarını umuyorum.
Türkiye’nin güçlü ülke olmasının faydasını sadece kendisi değil tüm İslam dünyası görmekte. Güçlü Türkiye Balkanlar’daki Müslümanlara da güç veriyor.
Türkiye şu an uluslararası arenada takdire şayan, Müslümanların göz bebeği bir konuma geldi. Türkiye’deki seçmen bu seçimde de dünya Müslümanlarını sevindirecektir. 14 Mayıs 2023 seçimleri önemli bir kırılma noktasıdır. İslam dünyası için, Balkanlar için büyük önem arz etmektedir. Seçmen “Türkiye’nin kendi ayakları üstünde durmasını, istikrarın devamlılığını” destekliyoruz mu diyecek yoksa Batı’ya “Yanlış yaptık, tekrar senin peşindeyiz mi?” diyecek. Arnavut Müslümanları “Allah Türkiye’ye zeval vermesin, istikrar ve huzuru bozmasın” diye dua ediyor.

Tarık Şindeb.
Dolayısıyla, tüm dünyadaki özellikle de Lübnan, Suriye ve Türkiye’nin etrafındaki bölgelerde yaşayan Müslümanlar, Batılıların hegemonyasından çıkma yolunda bu seçim başarısını çok önemli ve bir zorunluluk olarak görmekteler.
Özellikle de Türkiye’nin askeri alanda, hava savunma alanında gerçekleştirmiş olduğu üretim başarıları, tabii kaynaklarını çıkarma yolunda adımlar atması, İslam ümmetinin tehditlere karşı koyabilecek sağlam bir toplum inşasında güçlü bir aşama oluşturabilir.
Türkiye bugün dünyanın dört bir köşesinde İslami toplumu temsil etmekte, mazlumlara destek ve koruma sağlamak için öne çıkmakta ve önde gitmektedir.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde, Libya’da, Azerbaycan’da yaptıkları Müslüman dünyaya, hala bu vahşi dünyada hakkın gerçekleşmesi için çabalayan ve bu ümmetin düşmanlarına karşı çıkan bir güç olduğu ümidini vermektedir. Arap, Türk tüm Müslümanlar bir bütündür, birisinin başarısı hepsinin başarısıdır.

Gulam Nebi Medeni.
Umre vesilesiyle geldiğim Medine’de İslam dünyasının dört bir tarafından gelen umrecilerin Türkiye ve Erdoğan’a hususi dualar ettiğini görüyorum. Bu Allah-u Teala’nın İslam dünyası içerisinde sadece Erdoğan’a nasip ettiği bir muhabbettir.
14 Mayıs seçimlerin Türkiye ve İslam dünyasına büyük etkileri olacaktır. Erdoğan’ın seçimlerden başarı ile çıkması İslam dünyasının karşılıklı bağlarını çok boyutlu olarak güçlendirecek. Türkiye başkanı mazlumlar için güçlü bir sestir. Erdoğan İslamofobiye karşı durup Müslümanlara arka çıkan bir liderdir.
Dış politikada Erdoğan’ın ikinci bir alternatifi yoktur. Barış için gösterdiği çabalar emsalsizdir: Rusya-Ukrayna Savaşı’na arabuluculuk yapma, Karadeniz’de tahıl koridoru açılması, bazı Müslüman ülkelerin sorunlarının çözülmesi gibi birçok çabası olmuştur. Yine BM’de Müslümanlara BM Güvenlik Konseyi’nde daimî üyelik verilmesi için “Dünya beşten büyüktür” nidasını yükselten de odur.
Erdoğan’ın seçimlerden başarı ile çıkmasıyla, Türkiye’nin 20 yıllık kalkınma yolculuğu daha da hızlanacak “Türkiye Yüzyılı” başlayacaktır.

Abdülhamid Muhammed.

Khayrul Azmin.

Emine Makran.